DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN 21656490,41%
İstanbul
19°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Hukukçular tepkili

Hukukçular tepkili

ABONE OL
Aralık 4, 2020 01:31
Hukukçular tepkili
0

BEĞENDİM

ABONE OL

RTÜK’ün Habertürk TV’ye verdiği cezaya hukukçular da tepki gösterdi.

“YANLIŞLIK DIŞINDA İZAHI OLMAZ”

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Can, yayına ve yayındaki moderatörün tutumuna bakmak gerektiğini kaydetti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarının net olduğunu ifade eden Prof. Dr. Can, Ali Mahir Başarır’ın beyanının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceğini söyledi. Konunun Habertürk TV açısından değerlendirilmesinde de moderatörün tavrına bakmak gerektiğinin altını çizen Can, şöyle konuştu:

“Bu ifade kullanıldığında ‘Bu sözü açar mısınız, yanlış anlaşılmalara vesile olmasın’ diye uyarıyor. Uyarı üzerine vekil, neyi kast ettiğini söylüyor. Aradan birkaç dakika geçiyor, moderatör yeniden konuyu açıyor. Bunun üzerine vekil, yeniden bir açıklama getiriyor. Yayının sonlarına doğru moderatör ‘İfadelerinizi geri alıyor musunuz’ diye soruyor. Vekil, ‘Evet, ifadelerimi geri alıyorum’ diyor. Habertürk kanalı yayın ilkelerinden bağımsız olarak o ifadenin düşünce özgürlüğü kapsamına girip girmediğinden bağımsız olarak kendince bir sorun görüyor ve müdahale ediyor.

İfade problemli olsa bile bu ifadenin problemliliği konusunda, tarafsızlığı sağlamak konusunda ciddi bir hassasiyet gösteriyor. Ali Mahir Başarır bu ifadeyi kullandıktan sonra diğer konuklara söz veriyor. Ben böyle bir cezanın yanlışlıkla verildiği kanaatine sahibim. Yanlışlık dışında başka bir izahatı olamaz. RTÜK kanunu açık. Neye dayalı olarak böyle bir ceza verilebilir? Üstelik üst sınırdan verilmiştir bu ceza. Özel bir ağırlığının olması lazım, tam tersine Habertürk burada tüm hassasiyetlerini yerine getirmiştir. Böyle bir kararın neden verildiğini anlayamadım. Gerekçesine de bakmak gerekiyor bunu da zaman içinde göreceğiz.”

“REFORMDAN NASIL SÖZ EDECEĞİZ”

Türkiye’de reformun kanunların doğru uygulanması şeklinde olacağını kaydeden Prof. Dr. Adem Sözüer, ceza hukukunun en temel ilkesi olan suçta ve cezada şahsilik ilkesini hatırlatarak, “Bir canlı yayında bir milletvekili daha sonra yanlış olduğunu ifade ettiği sözü geri alıyor. Oradaki sunucu da gereken uyarıyı yapıyor, diğer konuklar da… Bu çerçevede kalmışken tutup da herhangi bir sorumluluk gerektirecek davranışı olmayan kuruma bu yaptırım uygulanıyor” diye konuştu.

Canlı yayını yapan kişilerin sorumluluğunun yeni bir tartışma konusu olmadığını, bunu RTÜK’ün de bildiğini kaydeden Sözüer, şöyle devam etti: “Canlı yayında ben öyle birini davet ederim ki her gün hakaretamiz ifadeleri vardır, kışkırtıcı soru sorarım önünü açarım… Bu tür durumlarda gündeme gelebilir. Ama bir muhalefet partisinin üyesi çağrılmış, o konuda konuşması gereken bir insan. Canlı yayındaki sözünü de hemen düzeltiyor.

Canlı yayında gereken özen de gösterilmesine rağmen bu kadar yaptırım, ceza hukukunun cezalarından da büyük yaptırım. Anayasadaki ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ sözü de görünüşte kalır. Bu, ‘Canlı yayınları yapmayın’ demektir. Bütün iletişim ve hukuk fakültelerinde söylenen şeydir: Hakkını icra edene ceza verilmez. Basının haber verme hakkı, eleştiri hakkı… Canlı yayın da bu kapsamda kullanılan bir haktır. Toplumun bilgi edinme hakkı gerçekleştirilmiş oluyor. Basın kamusal bir görev görmektedir.”

“Bu kadar reform rüzgarlarının en yüksek seste söylendiği anda kamusal görevini, anayasal hakkını kullanan kuruma canlı yayında milletvekilinin söylediği bir söz nedeniyle, söylenen tarafından kınanabilirliği kabul edilmişken en üst sınırlarda ceza verilmesi burada bir ölçü kalmadığını gösteriyor” diyen Sözüer, konunun sadece Habertürk ile ilgili olmadığını şu sözlerle dile getirdi: “Bütün vatandaşların haklarıyla ilgili, bilgi edinme hakkı ile ilgili bir şeyi konuşuyoruz. Bu uygulama yargısal süreçte düzeltilmez ise Türkiye’de o zaman reformdan söz etmenin anlamı kalmayacak. Bu, sadece Habertürk’te tartışılan bir konu olmamalı. Bütün Türkiye’nin meselesi olmalı”

“BÖYLE BİR GARABET OLUR MU”

Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir de program moderatörünün tutumuna dikkat çekerek, “Sunucu ne yapacak, gidip boğazını mı sıkacak? Sunucu daha nasıl tepki verebilir? Sözünü geri alma zaten bir özür beyanadır. Sunucu daha nasıl bir müdahalede bulunabilir?” dedi.

8/1-a’dan ceza verilmesini, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığı ve bağımsızlığı ilkesine aykırılık” suçlaması yapılmasını “Böyle bir garabet olur mu” sözleriyle eleştiren Dr. Epözdemir, “Habertürk’ü savunmak zorunda değiliz. Yayın grubunda çok değerli meslek büyüğümüz var. Ama Habertürk çoğulcu, özgürlükçü yayın yapmaya çalışan bir kurum. İnsanlar tek tip yayından bıktı. İnsanlar, çoğulcu, özgürlükçü, bütün kesimlere eşit mesafede yaklaşan yayınlar izlemek istiyor. Ama bu cezalarla ‘Siz hayır tek tip yayın yapacaksınız’ mesajı veriliyor. Hukuken de kabul edilemez. Anti demokratik bir uygulamadır” diye konuştu.

Danıştay’ın daha önceki kararını ve Anayasa’yı hatırlatan Dr. Epözdemir, kurumsal olarak da reaksiyon gösterilen ifadelerle ilgili “Ben umut ediyorum idare mahkemesi objektif, hakkaniyetli bir karar verir” dedi.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r